Bu hafta Açık Bilinç’te, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi ve Bilim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Alpar’la "soluk mavi noktamıza" 1.3 milyar ışık yılı öteden gelen bir sinyalin önemini konuştuk.
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi ve Bilim Akademisi başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Alpar’la LIGO (The Laser Interferometer Gravitational-Wave Observatory) tarafından yapılan kütleçekimsel dalgalar deneyi ve uzayın geometrisi üzerine konuşmaya iki hafta önce kaldığımız yerden devam ettik; Einstein'ın 1916 öngörüsü ve yeni LIGO bulgularının öneminden söz ettik.
İki programlık bu serinin ilkinde astronominin tarihçesi ve LIGO deneyinin arkaplanı hakkında konuşmuştuk:
ABD’li gökbilimci ve yazar Carl Sagan, fotoğrafta gördüğümüz “soluk mavi nokta” diye nitelediği Dünya hakkında şöyle yazmış:
“Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.
Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.
Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.
Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza…” *
Carl Sagan'ın sesinden dinlemek isterseniz:
Ses kaydı için kaynak: Library of Congress / The Pale Blue Dot
* Türkçe çeviri acikbilim.com'dan alınmıştır.